Wednesday, March 13, 2019

EastMed, Olmayacak Duaya Amin...

İlk açıklandığında bir çok kişinin aklında soru işaretleri bırakırken, bazıları için bir umut , bazıları için ise endişe konusu oldu ''EastMed'', Doğu Akdeniz Boru Hattı Projesi.



İsrail'in başını çektiği, Yunanistan,Gkry ve İtalya'nın ortak oldukları proje 1300km deniz altında, 600km Yunanistan içerisinde döşenecek gaz boruları ile İsrail ve Gkry ait yataklardan elde edilecek gazı Avrupa'ya aktarmayı amaçlıyor. Amaçlamasına amaçlıyor fakat ortada bu devasa boru hattını besleyecek miktarda gaza sahip bir yatak yok. Peki neden dereyi görmeden paçaları sıvadılar?  Böyle uçuk bir proje ile asıl amaçlanan şey nedir? 

Konu aslında 1974 yıllarına, Rum katliamlarının sona erdirildiği, Kıbrıs adasının Barışa kavuştuğu, Kıbrıs Barış Harekatına dayanıyor. O günden bugüne adada değişen bir çok şey var fakat değişmeyen tek gerçek Gkry'nin adanın tamamına sahip olup, adada tek söz sahibi konumda olmak istemesi. Gerek ekonomik gerek stratejik açıdan büyük öneme sahip Kıbrıs adasında tek söz sahibi olmak isteyen tabiki sadece Gkry değil. Bölgede ve Dünyada terör estiren ,her türlü pisliğin altından çıkan, bazı hainlerin tabiriyle ''Güneydeki ülke'' de bölgede kendisine en yakın engel olan KKTC'yi Türkiye ile savaşa girmeden ortadan kaldırma niyetinde. Bunu isteyen başkaları da var tabiki fakat şu noktada Avrupalı diğer aktörlere değinmeye gerek yok.

Annan planının Gkry' tarafından reddedilmesinden sonra, bir çok defa müzakereler yapıldı, oyunlar oynanmaya çalışıldı, bir boşluğa getirip istediğimizi elde edebilir miyiz acaba düşüncesiyle bir çok şey denendi, fakat ne yaptılarsa adada istediklerine sahip olamadılar. Türkiye'nin ne şartla olursa olsun askerlerini adadan çekmeyeceğine kanaat getirmiş olacaklar ki, planlarında ufak ufak değişikliğe gitmeye başladılar.

İşte bu yeni planlardan birtanesi de EastMed, belki de bugüne kadar hazırlanmış en aptalca proje. Proje'nin detayları incelendiğinde neresinden bakarsanız bakın hiç bir getirisi olmayacağı rahatlıkla görülebiliyor.

Tabiki projenin başında olan, Siyonist Yahudilerden bahsettiğimizi unutmayalım, Dünya'yı ekonomik olarak bir çok farklı alandan yöneten, neredeyse her ülkede bir şekilde ekonomik temeller atmış, insanları kendisine bağımlı hale getirmiş bir lobiden bahsediyoruz. Kafası ekonomiye bu kadar çalışan sistem böyle bir projeye normal şartlarda girer mi?  Hayır girmez.. Yanından bile geçmez.. 

Uygulanabilirliği olmayan, hatta en başından beri düzmece diyebileceğimiz bu proje İsrail tarafından oluşturuldu ve bölgede ayakçı konumunda olan Gkry ve Yunanistan gibi iki figüran seçildi, Avrupa ayağında da İtalya dahil edildi. Proje sunuldu, bütün kesimlerde az veya çok tartışma konusu oldu, Yunan ve Rum tarafında biraz daha umutla karşılandı, İçerisinde bulundukları ekonomik krizden çıkmak için kurtarıcı bir yol olabileceği düşünüldü. Üzerine bir de İsrail ve Mısır ile yapılan askeri anlaşmalar da katılınca, neresinden bakarsanız bakın, bölgede yıllardır, işgal ettiler - edecekler korkusu yaşadıkları Türkiye'ye karşı bir umut olarak akıllarına yerleşti. 

EastMed, Türkiye'nin Mavi Vatan doktrinini gerek Devlet ağzıyla gerek Medya aracılığıyla Yunan televizyonlarına saatlerce program yaptıracak hale getirip, akıllarına kazıması karşısında, gelecek ve intikam vadeden bir proje olarak çıktı karşılarına.



Projenin elle tutulur gözle görülür hiç bir şeyi yoktu, ta ki Mavi Vatan tatbikatının başladığı günlere denk getirilen; Gkry adına Kıbrıs'ın güneyinde arama ve sondaj faaliyeti yürüten Exxonmobil şirketinin 10. Parselde yüklü miktarda gaz bulduk açıklamasına kadar. Gerçekte Eastmed projesine cansuyu taşımayı amaçlayan ve Mavi Vatan tatbikatı esnasında gündemi kendi menfaatleri doğrultusunda değiştirmek isteyen bu açıklamanın da aslında fos olduğunun ortaya çıkması çok ta gecikmedi.Gaz rezervi hakkında verilen değerlerin bile aslında az olduğu, daha bir çok defa sondaj yapılıp rezervlerin kesin olarak onaylanmasından tutun, çıkarılacak gazın uzun yıllar sonra ekonomik olarak getirisi olacağına kadar bir çok konu yazıldı çizildi. Sonuç olarak Sahte proje Eastmed'e yakışır bir başka haber de Mavi Vatan tatbikatının gölgesinde kaldı. 

Yunanlar ve Rumlar için keşke herşey bu kadarla kalsaydı derken, İtalya'dan proje ile ilgili gelen çatırdama sesleri, zaten ağızlara sakız olan projeyi ''Geçmiş Olsun'' dedirtecek kıvama getirdi. İtalya'da bazı Çevreci örgütlerin projeye ağır eleştiriler getirip projeye karşı oldukları ve bu nedenle, İtalya'da projenin ertelenmesi veya projeden çekilmesinin konuşulduğu haberleri Yunan medyasında yer buldu. Rusya'dan veya Türkiye'den gelebilecek tepkiler, ayrıca Lübnan'ın projeye karşı olduğu açıklamaları ise Yunan medyası tarafından çevreci örgütler bahanesinden daha geçerli bir sebep olarak kabul edildi. 

Gelinen şu noktada, EastMed projesi belki de umutlu olanlar için bile imkansız olarak görünmeye başladı. Akdeniz, Ege ve Karadeniz'de uygulanmak istenilen projelerin Türkiye hesaba katılmadan hayata geçirilemeyeceği bir kez daha teyit edilmiş oldu. Mavi Vatan tatbikatı ve sonrasında gelen yeni Navtex duyuruları ile Türkiye, bölgedeki varlığının gözardı edilemeyeceğini herkese açık ve net olarak gösterdi.

Bütün bunlar yaşanırken Yunan tarafından görevi bırakmış eski bir bakandan gelmiş olsa da, Türkiye'nin oyun dışında tutulmaması gerektiğini belirten açıklamalar ortamdaki havayı değiştirdi.Yunanistan'ın bütün bu konular hakkında ne yapacağı yaklaşan seçimlerin sonucuna göre şekillenecek, Sayın Akar'la samimi pozlar veren Apostolakis'in görevde kalması ortamdaki ''uzlaşma'' atmosferinin devam etmesi anlamına gelecektir. Diğer taraftan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetin'de  ve Gkry'de son günlerde bir sessizlliğin hakim olması, her iki tarafın da sisli havayı kokladığı anlamına geliyor.

Bölgede geleceğe yön verecek politikaların şekillenmesi için biraz daha zamana ihtiyacımız var.. Bekleyip göreceğiz..

No comments: