Türkiye ve Yunanistan merkezinde, Kıbrıs, Akdeniz ve Ege'de gelişen olayları, yapılan açıklamaları, haberleri hem Yunanca hem de Türkçe olarak,ırkçılıktan arınmış şekilde paylaşarak, İnsanları birbirine düşman etmek için kasıtlı olarak yapılan yalan haberleri ve yayınları ifşa edip, gelecek için nefretten beslenmeyen bir toplum kazanabiliriz umuduyla yazıyorum...
Monday, July 13, 2020
Ayasofya Cami oldu da ne oldu?
Yıllardır Camiye çevirilmesinin hayalini kurduğumuz Ayasoyfa artık Cami oldu.. Olmasına oldu ama gerçekten Yunandan çok bizlere sürpriz oldu, sinyali verilmişti ama dürüstçe söylemem gerekirse İmzalandığını görmeden inanmam pek mümkün değildi. ama oldu.. Elhamdulillah...
Yunanların bir gün İstanbul'u geri almanın hayalini kurduğu, Ayasofyayı tekrar kilise yapma hayali kurduğu bu günlerde (son yıllarda) başta Yunanları ve tüm dünya'yı şok eden o imza atıldı, sanki herkes donmuş kalmış gibiydi, kimse normalde vermesi gereken tepkiyi veremiyordu.. Kuru gürültüden öteye gitmeyen sözlerden fazlasını söyleyemedi kimse.. bu basit birşey değil aslında.. biraz derin düşünmek gerek sadece..
İnsanların tepkisindeki tuhaflığın asıl sebebi kimisine göre farklı olabilir ama benim gördüğüm imza atılıp karar alındıktan sonra değişen manevi atmosfer ve açıklanamayan bir ağırlık.. Öyle bir ağırlık ki, iman yoksunlarının kalplerine endişe ve tasa düşüren, kendilerini, hatta inançlarını sorgulamaya iten bir ağırlık..
İçimizden bazıları dünyada kıyamet kopar, başımıza çökerler zannediyorlardı.. ama Azılı yunanlar bile bayrağımızı yakmaktan öte gidemediler.. Dost bildiklerinden ambargo vs konusunda destek bulamadılar.. Tam da sınırda mültecilere karşı zafer kazandık derken, en merkezden yediler silleyi..
Bu, yedikleri ne ilk ne de son sille.. Maalesef silleden başka birşeyden anlamıyor komşularımız.. İçlerindeki bazı istisnaları hariç tutarak, geneli sadece ''sillece'' dilinden anlıyorlar diyebilirim..
Hak, hukuk, muhakeme bilmediklerini.. nefretlerinin bu yetilerini kaybettirdiğini görüyorum..
Soruyorum bir Yunan'a; Neden biz İstanbulda onlarca tarihi kilisenin hizmet etmesine izin veriyoruz da, siz Atina'da tek bir tarihi caminin bile cami olarak hizmet etmesine izin vermiyorsunuz?
Ne cevap verdi dersiniz? Biz Atina'da yunanların parasıyla Cami inşa ettik..
Duydunuz mu? Cami ! inşa etmişler.. Hem de Parasını Yunanlar vermiş..
Duyun ama inanmayın.. Bahsettiği o ''cami'' aslında eski bir binanın restore edilmesi ve uzun yılları süren restore sonucunda açıldı denmesi.. sonuçta Atina'da zaten halihazırda apartman altlarında bulunan mescidlere yeni birtanesini eklediler.. hizmet verip vermediği bile malum.. Verse ne olacak ki? Kaç kişi sığacak? Dışardan baksan cami değil.. Minaresini geçtim kubbesi bile yok..
Peki başka birisi benim yukardaki sözlerime karşı ne dedi dersiniz?
''İstanbulda pazar günü hiç kiliseye gittin mi? Tavanları çökmek üzere''
Vre mendebur sen Barbar diye nitelendirdiğin insanların memleketinde onlarca kiliseyi istediğin gibi kullanacaksın ama tavanlarından şikayet edeceksin öyle mi? işte siz bu yüzden kaybetmeye mahkum kibir abidesi helenlersiniz.. Şükür nedir bilmez, yapılanı hiçe sayar, işinize gelmediği yerde pislik atmaya çalışırsınız.. Belkide zaten bakımı ve onarımı sizin sorumluluğunuzda olan kendi kiliseleriniz arkasını bile toplayamıyorsunuz..
Tabi Atina'da neden tarihi bir cami açık değil sorusuna cevap veremezsiniz.. çünkü kibriniz size izin vermez.. Hak hukuk bilmeyen kalbiniz esir olmuş durumda, nefret ile körüklenen intikam ateşiniz sönmek bilmiyor...
Siz ancak silleden anlayan, el uzatanın elini havada bırakıp sırtınıza binene itaat eden, sırf müslüman olduğu için Türkiye ile işbirliğine yaklaşmayan, ama bizden daha çok nefret ettiğiniz Almanlara ülkenizin limanlarını ,havaalanlarını satacak kadar aciz, iş lafa geldiği zaman susmak bilmeyen, silleyi yediği zaman, yaladığınız avrupa ve avanelerinden yardım dilenen korkak kalplilersiniz.
Sizin hak ettiğiniz ve layık olduğunuz şey, bugün Ayasofyayı cami olarak görmek ... Yarın Sümela.. yok daha da akıllanmaz arsızlığınıza devam ederseniz.. ruhban okulları.. o da yetmezse elinizdeki kiliselerin tamamını alıp size O BİZE ÖVDÜĞÜNÜZ bodrum katlarına açacağımız odalarda, buyrun kiliseniz artık burası.. denmesi...
Şimdi hazmetme zamanı.. aklınızı başınıza alın ve nefretinizi bir kenara koyup bizimle anlaşmak için çareler arayın.. aramazsanız da kendiniz bilirsiniz.. Yarın Ege ve Akdenizde ağladığınız zaman sanmayın ki birileri sizi duyup da yardım eder.. Etmezler... hıyar gibi kalırsınız ortada..
Boşverelim Yunanları, Peki Ayasofya cami oldu da ne oldu?
Gizli Tekfurların, papazların maskeleri düştü.. kimin kime, neye hizmet ettiği ortaya çıktı..
Kimin bu milletin torunu, kimin bilmem ne tohumu olduğu ortaya çıktı.
O kadar çok yazacak şey var ki.. Hangisini yazsam bilemiyorum.. Zaten yazarken sabredemiyorum da..
''Şükretmesini unutmayın, Çünkü Şükür, kaybettiğinizi sandığınızda bile size kazandıran şeydir..'' Benden daha önce başkası söylemedi ise bu cümleyi.. İsmim yazılsın altına yeter.. hatta yazılmasa da olur.. Şükredilsin yeter..
Bize bu günleri gösteren Yüce Allaha (cc) şükürler olsun..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment